web analytics

24 Nisan 2024, Çarşamba

Turizm’de Coronavirüs Tehlikesi

Turizm’de Coronavirüs Tehlikesi

Çok kırılgan bir sektör olan turizm, özellikle ülkemizde yaşadığımız terör olaylarından büyük yaralar almış, son birkaç yıl hariç, beklentilerin altında turizm girdileri ve turist sayıları ile karşı karşıya kalmıştır.

Bu kez, bizden kaynaklanan bir sorun olmayan, dünyayı kasıp kavuran,158 ülkede yaşanan, Çin menşeli Coronavirus COVIT 19 pandemik virüs, ülkemizi de etkisi altına almış bulunmakta ve Türkiye’nin en önemli gelir kaynağı olan turizm sektörü için bir tehlike oluşturmaktadır. 2019 yılında 40 milyon turist ve 48 milyar dolar ile dünya’da 6.sıraya yükselen Türkiye, 2020 yılına büyük ümit ve beklentilerle girmiş olmasına karşın, ne yazık ki, bu beklentilerin altında kalacağa benzemekte, ümidini sezonun ikinci yarısına sarkıtmış durumdadır. Daha önce yaşadığımız terör olaylarından çok sayıda münferit ve grup rezervasyonları iptal edilirken, karşımızda ucu açık, ne zaman biteceği belli olmayan bir sorunu beraberinde getirmektedir.  Avrupa’dan farklı olarak, bu konuda ilk önlemlerini hızlı bir şekilde alan Türkiye, her ne kadar en az zararla bu tehlikeyi savuşturacak gibi görünse de, turizmin en büyük ve önemli ayağı olan hava ulaşımındaki kısıtlamalar ve ülkelerarası uçuş yasakları nedeniyle tur operatörlerinin uçuş programlarını etkileyecek ve özellikle “sejour” dediğimiz uzun tatil turizminde ve İstanbul için belirgin sayıda kontenjan iptallerine yolaçacaktır. Her yıl haziran ayı içinde, tatil yörelerindeki otellerden, Alman, İngiliz, İsveç’li tur operatörleri tarafından belirli garantilerle alınan yatak /oda kontenjanları, bir sonraki yılın Nisan ayından itibaren başlayacak şekilde perakendeci acenteler vasıtasıyla satışa sunulmakta ve Ekim ayı sonuna kadar haftalık uçuşlarla bölgelerdeki konaklama tesislerine getirilmektedir.

Turizm Bakanlığı tarafından Nisan 2020’ye kadar ertelenen tesis açılışları, otelcilerin sezona tam hazırlıklı olarak giremeyeceklerini göstermektedir. Genellikle Mart ayı sonunda hizmete açılan, personelini hizmete hazırlayan tesisler, bu sürenin uzatılması durumunda çok zor duruma düşeceklerdir. Ayrıca, 20 Avrupa ülkesine, ülkemizden uçuşlar yasaklanmış olup, Almanya, Fransa, İtalya, İngiltere, İskandinav ülkeleri gibi, Türkiye’ye en çok turisti getiren ülkelerin yanında, İran, Suudi Arabistan, Çin, Japonya, Güney Kore’ den de turist akımı kesilecektir.

Bu durumdan en fazla etkilenecek turizm konaklama tesislerinin, 2020 yılı için beklentileri, artık iç turizme yayılacak olsa da, Coronavirüs’ün dünyayı ve ülkemizi bundan sonra nasıl etkileyeceği bilinmemektedir. Turizm Bakanlığı şimdiden konaklama sektörünün kayıpları için bir fon oluşturmalı, hatta daha önce kararlaştırılan Turizm Ajansı fonunu bu yıl erteleyerek sektöre elini hızla uzatmalıdır. Konaklama sektörü hizmet sektörüdür, hizmeti tesiste kalacak bir kişi için bile tam olarak vermek durumundadır. Yapılacak olası iptaller, tesislerin zaten asgari ücretle çalışan personelinde kısıtlamalara, hatta işten çıkarmalara neden olacak ve sezon başlangıcında işsizler ordusuna yeni ilaveler eklenecektir. Bu yaraları şimdiden sarmak için, tesis sahiplerinin banka kredileri, vergi borçları ertelenmeli, işten çıkarılan personelin SGK sigortası en azından sezon sonuna kadar devam etmeli, konaklama vergisi şimdilik kaldırılmalıdır.

Global bir sorun haline gelen Coronovirüs, yalnız ülkemiz turizmine değil, İtalya, İspanya, Yunanistan, Fransa, ABD gibi büyük turizm gelirlerine sahip ülkeleri de derinden etkileyecektir. Ancak, bu ülkeler, Yunanistan hariç, kendilerini bir yıl bu gelir eksikliğini başka yan gelirlerle giderecek durumda iken,  ekonomik zorlukların yanında, içsel çalkantılar ve işsizlik , Suriye ve Libya ile Doğu Akdeniz’de büyük bir askeri gücü her an hazır halde tutmak zorunda olan Türkiye, bu durumu iç turizm ve Coronavirüs tehlikesinden şimdilik uzakta gibi görünen, Doğu Avrupa’dan ve Rusya’dan gelebilecek turizm gelirleri ile kapatabilir. Polonya, Slovakya, Slovenya, Karadağ, Baltık ülkeleri gibi ülkelere havayolu taşımacılığı açık olarak kalmalı tesislerimiz bu ülkelerin turist profiline uygun fiyatları, özellikle, sezonun ikinci yarısından itibaren devreye sokarak bu sezonu en az kayıpla kapatmaya çalışmalıdır. Rusya ile yaşanan soğukluğun da bir an önce giderilmesi, ikili ticari ilişkilerin ihracat ve turizm’de daha da gelişerek sürdürülmesi önemlidir.

Mehmet Kaynak

Turizmci