web analytics

Turist Rehberi ve acente

Turist Rehberi ve acente

Birlik olmak üzerine söylenmiş ne çok özlü sözümüz vardır. İlk aklıma gelenler “Birlikten kuvvet doğar.” “Bir elin nesi var iki elin sesi var.” “Anca beraber kanca beraber” oluverdi. Malumunuz olduğu üzere dünya adeta kovid ile savaş veriyor. En çok etkilenlerin başında da hiç şüphesiz, turizm geliyor.

Turizmciler olarak hiç alışık olmadığımız çok zor günler geçiyoruz. Turizmden bahsediyorsak artık birbirimizi kabul etmeli, saymalı ve kavgamızı birbirimizle vermemeliyiz. Biz de işler ne zaman kötü gitse, sektörün paydaşları birbirinin kuyusunu kazmaya başlıyor. Artık lütfen değişelim. Bilelim ki birimiz durunca hepimiz duruyoruz. Dişlinin çarkları gibidir turizmdeki her bir  paydaş. Otel olmadan acenta, acenta olmadan rehber, rehber olmadan müze, müze olmadan taşımacı iş yapamaz. Bizim derdimiz kendimizle değil, sektörün domine ettiğini gururla her fırsatta söylediğimiz 57 iş kolunun da gelişmesi adına turizmi nasıl geliştirebiliriz, dünya pazarından nasıl daha fazla pay alabiliriz olmalıdır.

Sevgili Cem Polatoğlu’nu çok severim. Yıllardır duruşunu, yazılarını sektöre katkısını alkışlayarak takip ettim. Geçenlerde yazdığı “Acenta yoksa Rehber de yok” yazısına anlam veremedim. Üstelik Cem her fırsatta rehber olmasıyla gurur duyan, rehberlikten geldiğini dile getiren, rehber-acentacı platformuna öncülük eden hem rehberlik hem de acentacılık için önemli bir arkadaşımdır.

Ben de 1996 yılından kokart almış, 1999 yılında acente açıp 2009 yılında devretmiş bir turizmci olarak sektörümün havacılık kanadında görev alsam da işini seven bir turizmci olarak ne rehberlerden ne de acentecilerden kopmadan, nereden geldiğimi her fırsatta gururla dillendiren biriyim. Rehber arkadaşlarım iyi hatırlayacaklardır Rehberlik Meslek Yasası’nın çıkmasında ciddi emek verdim. O dönemde de üstelik acenteciydim.

Dünyada rehberlik mesleğini en iyi icra edip, takdir alan İtalya, Yunanistan ve Mısır ile Türkiye hep konuşulur. Bu ülkelerde rehber olmak zordur. Öyle iki yer ezberleyerek rehber olunmaz. Bir dili çok iyi konuşmanız, ülkenizi iyi tanımanız, gelen ülkenin kültürünü, iki ülke arasındaki ilişkileri, milletin mimiklerini de iyi bilmeniz gerekir. Çünkü turist rehberleri diplomasinin, tanıtımın neferleridir.

Sevgili Cem’in yazısı rehberler olarak bizleri üzdü, yaraladı. Sosyal medyamızda “önce rehberler vardı” diyerek paylaşımlarda bulunuyoruz. Nitekim ben de dün omurkahramann instagram hesabımda turlarımdan fotoğraflarıma yer vererek şu metni paylaştım. “Turist rehberi en az bir yabancı dili çok iyi derecede konuşabilen, kültür donanımı yüksek, pratik, stratejik, planlama yeteneği gelişkin, yönetebilen liderlik edebilen ve gezdirdiği tarihi ve kültürel mekanları\değerleri layığıyla gezginlere aktarabilen bir kültür elçisidir.

Herkes rehberlik yapamaz!

Dil bilmeyen rehber olmaz! Turist rehberliği ile ilgili ilk mevzuatın Osmanlı İmparatorluğu döneminde 29 Ekim 1890 tarihinde çıkarılan 190 sayılı nizamname olduğunu biliyor muydunuz?

Türkiye Cumhuriyeti ise daha kuruluş aşamasında sayılabilecek bir dönemde 1925’te yine Turist Rehberliği üstüne yasa çıkarmış. Yani önce rehberler vardı.

Turizm, rehbersiz olmaz.”

Biz tencere ve kapak gibi olmalıyız. Bir birbirimizin arkasından iş çevirip, meclis koridorlarında bugün rehberlere gerek yok diyen acentecilere sarı öküz hikayesini anımsatmak isterim. Gün gelir otelcilerde acentelere gerek yok derse bugün rehberlere yapılanın yanlış olduğunu belki anlarsınız; ama, iş işten çoktan geçmiş olur.

İtalya’da rehberi saatlik alabilirsiniz. Verdiğiniz ücret ne kadardır? Minimum 150 Euro’dur bir rehberin ücreti.. O yüzden de rehberi tüm tur boyunca almak istemez acenta. Ya biz de? Kol kırılsın yen içinde kalsın. Ben yine de zikretmeyeyim ne ücret aldığımızdan.

Evet ciddi bir darboğazda kaldık. Keşke geçebilseydik, önümüzü göremiyoruz. Birlik olup bu darboğazı hep beraber aşmak yerine “rehber müze önünde dursun, çok para veriyorum, zaten ne işe yarıyor” mantığını anlamakta inanın zorluk çekiyorum. Rehber, müzenin önünde varsa, oteli, uçak biletini internetten alabiliyorsam; acenteye neden gerek duyayım demek kimsenin aklına gelmez mi? Unutmayın acenteler zor durumda ama, rehberlerde zor durumda.

Evet görünen grup sayılarının düşeceği yönünde maaliyetler artacak ama, bu sadece bize özgü olmayacak. Dünyada turizm maaliyetleri artacak. Otellerle tur sayılarının düşeceğini free ona göre yeniden ayarlanmalıyı konuşmak yerine, neden ilk akla rehberi müzede alalım oluyor ki? Müzede de almayın kulaklık veriyor müzeler nasılsa…

Güzel ülkemizin pazarlamasını yapmak yerine sektörün paydaşlarının birbirleriyle uğraşmalarını kınıyorum. İşi olmayanın boş uğraşıları çok olur. Gelin hep beraber sektörün tüm paydaşları birlik olalım, güçlenelim şu darboğazdan hep birlikte çıkalım. Unutulmamalıdır ki bir elin nesi var, iki elin sesi var. Vakit birlik vaktidir.

Ömür Kahraman
Latest posts by Ömür Kahraman (see all)